Timur Alp Büyüyor:))

Timur Alp Ağkuş

31 Ocak 2012 Salı

Bebek Kapı Süsleri 1

Bebek Kapı süsü ararken karşılaştım bu sevimli süslerle, belki sizlere de fikir verir.







Satın almak isterseniz buraya bi tık

30 Ocak 2012 Pazartesi

PERA Sigaraları

1930 Pera Sigara kutusu ne varsa eskilerde var arkadaş..

29 Ocak 2012 Pazar

Harika Yastıklar


Ben bu yastıklara bayıldım, birkaçını bebek odası için yapacağım, 
Hatta bir tanesini bebek takı yastığı olarak kullanacağım:) 















          

28 Ocak 2012 Cumartesi

Sevgililer Gününe Özel Aşk Kavanozu

Sevdiğiniz insana vereceğiniz hediyeyi kendi ellerinizle hazırlamak güzel olmaz mı? 
Her güne özel 365 karta özel cümlelerle sevginizi belirtin.
Haydi ne duruyorsunuz, başlayın..

26 Ocak 2012 Perşembe

Kirpiklerimin Gölgesi - Şebnem İşigüzel

Şebnem İşigüzel'le tanışmamız Sarmaşık adlı kitabıyla başlamıştı.O da bu kitabı kadar güzel ve etkileyicidir.

Kirpiklerimin Gölgesi'ni tek cümle ile anlatacak olsam 11 yaşındaki kız çocuğunun karanlık hikayesi diyebilirim.

Lakin fazla vurucu..Kelime yok kitabı anlatacak...

Tecavüz, ensest ilişki, anne tarafından satılan bir çocuğun yaşayadıkları ve ruhsal durumu...

Böyle haberleri okuyoruz gazetelerde ama insan okuyunca daha bir fazla etkileniyor..
Okuyucuyu fazlaca rahatsız eden bir roman beni hamile olmamdan dolayı daha fazla etkiledi galiba ilk okumaya başladığım gece rüyalarıma girdi, lakin bırakmadım çok akıcı gidiyordu.Siz de psikolojinizi düşünerek okuyun,okumayın demiyorum, diyemiyorum..

Arka Kapak:
Şebnem İşigüzel, Kirpiklerimin Gölgesi'nde, henüz on bir yaşında bir kız çocuğunun yaşadığı akıl almaz olayları anlatıyor. Herkesin bildiği, ama kimsenin görmek istemediği bir trajedinin üzerindeki perdeyi kaldırıyor ve
bir dil ustalığıyla, kolay kolay cesaret edilemeyecek bir yüreklilikle hepimizin tanıdığı bu kız çocuğuna ses veriyor. 



Hayatta bazen kirpiklerinizin gölgesinden başka sığınacak yeriniz kalmaz. Herkes kötülük yapar size. Bu böyle olmasına rağmen, orman, ağaçlar, sular, kuşlar, gökyüzü ne kadar güzeldi. "Sence hayatın en güzel yanı neresi?" diye sorarsanız bana, "Hepsi," derdim size. Mutlu olmaya dair bir umudum var benim. Avlanan ceylanlar son ana kadar yaralı gövdeleriyle doğrulup koşup kaçmak, avcının elinden kurtulmak isterler. Yaparlar da bunu. Yaraları ne kadar ölümcül ve derin olursa olsun. Vurulup düştükleri yerden kalkıp kaçarlar.

Öleceklerini anladıkları zaman gözyaşı döken bu hayvanların ölüme direnişine şaşarsınız. Yaşadığım şu hayatta, kirpiklerimin gölgesi kadar bir yerde bile hayat kalmadı bana. Bunları düşündüm ve sonra geri dönüp o fena şeyi yaptım. Annemi öldürdüm.


İşigüzel'in tarzı zaman zaman bir sihir gibi ışıldıyor. - TAGESZEITUNG

Şebnem İşigüzel'in Avrupa edebiyat tarihinde bir yeri olduğu aşikâr.- FRANKFURTER RUNDSCHAU

25 Ocak 2012 Çarşamba

Bebek Odası Fikirleri

Benim gibi bebek bekleyenlere fikir olur belki..








Bardak Altlığı 1

Yaz akşamlarımıza ve artık kış balkonu olarak da kullandığımız balkonumuz için kullanılacak çok sevimli bardak altlıkları buldum..

rengarenk kalan keçelerimden çok yakında bunlardan yapacağım.

Sizde yapmak isterseniz buyrun...tık tık

23 Ocak 2012 Pazartesi

Sizi Tekrar Görmek - Marc Levy


Kitabı hafta sonu bitirdim, fırsatı bulur bulmaz sizle paylaşayım dedim.

Bu yazarın kitaplarını çok severek okurum..Hele Keşke Gerçek Olsa'yı ve Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey'i bayılarak okumustum.
Bu kitabının da  Keşke Gerçek Olsa'nın devamı olduğunu görünce hemen atıldım lakin aradığım, daha önce okuduklarımda ki gibi tat alamadım.

Keşke Gerçek Olsa'da genç ve güzel doktor Lauren bir trafik kazası sonucu bitkisel hayata giriyor, yoğun bakımda yatarken ruhu gezintiye çıkıyordu.Ve ilk gittiği yer de o hastahanede yatarken mimar Arthur'a kiralanan evi oluyordu.
Ayrılmaz ikili gibi birlikte yaşamaya başlayan ciftin komik ve hüzünlü hikayesiydi..

Sizi Tekrar Görmek' te ise, Lauren ve Arthur'un aşkları kaldığı yerden devam ediyor.
Hayalle gerçek arasında gidip gelen aşkları ' nın karşılaştığı engelleri anlatmakta...

Kitabı sanki Marc Levy değil bir başkası yazmış gibi, bu kitabını beğendiğimi söyleyemeyeceğim, bitsin diye sayfaları sayıyordum o derece ..

Ayrıca Can Yayınları sen bu kitabı nasıl bastın çok merak ediyorum,hiç mi kontrol ettirmedin bir sürü kelime hatası,bir sürü yanlışlıkta kitabı okunmaz kılan nedenlerden...

Sevgiyle Kalın..

22 Ocak 2012 Pazar

Muffin kalıbına başka bir bakış.:)

Ben bu fikri yazın denemeyi düşünüyorum, bunu yapar içine dondurmayı da koyar
yaz gecelerine merhaba derim..:) 

21 Ocak 2012 Cumartesi

Üvercinka - Cemal Süreya

Böyle muhteşem bir eserin ilk baskısını kütüphaneme kattığın için teşekkürler baba..


Cemal Süreya iyiki varmışsın!.


Üvercinka 
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden

En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil

20 Ocak 2012 Cuma

Fotoroman - Kadir İnanır

Böyle güzel şeyler varmış eskiden, ben bunları okumaya bayıldım.


YALIDA BEKLEYEN SEVGİLİ

Oynayanlar:

Kadir İnanır - Mine Sun




 Bu serinin ilk kitabı ikinci kitap Fikret Hakan - Zuhal Aktan
 Ellerin Günahı Ne?

Kaç yılında basıldığı yazmıyor arşivlerde de bulamadım.

Ama cümleler pek komik:)

18 Ocak 2012 Çarşamba

Erguvan Kapısı - Oya Baydar

Erguvan Kapısı; Yazarın Sıcak Külleri Kaldı'dan sonra okuduğum ikinci romanı.
Daha dün akşam bitirdim ve kütüphanemdeki yerini aldı kendisi..
Kitabı 4 farklı karakterin ağzından okuyorsunuz.Bu dört karakterin de yaşadıkları birbirinden bağımsız olaylar olsa da bir süre sonra hepsinin yolları bir yerde kesişmekte.Yazarın kahramanlarına yaşattığı olaylarla onlara verdiği isimlerde epey ilginç..
Konu  ise, siyaset, aşk, geçmiş, Bizans'ta kayıp bir kapı, İstanbul ve varoşları, örgütler, pişmanlıklar, özlem yani ne ararsanız var...
Yazar hikayeyi ve karakterleri öyle bir harmanlamış ki bir sonraki bölümde neler olacak diye merak ediyorsunuz.Okuyun Beğeneceksiniz.
Oya Baydar'ın edebiyatına bir kez daha hayran kaldım..Yazarın diliyle ilk defa karşılaşacaksanız bence önce sıcak külleri kaldı ile başlayın.
Oya Baydar bu kitabı ile 2004 Cevdet Kudret Roman Ödülünü almış.

İyi okumalar...
Kitapsız kalmayın ama sevgiyle kalın....


16 Ocak 2012 Pazartesi

Cin Ali

Çocukken cin ali seri kitaplarım vardı.Bilmeyeniniz yoktur.Daha sonra annem birilerine verdi kitap niye birine verilirse işte.

Daha sonra bu işe profesyonel olarak başladığımda Cin ali'lerin okuduğum serisini toplayıp eve almıştım,hatıra olsun diye..

Ama şimdi göbek bebeğime yeni cin ali serisi buldum,hatta ona okudum bile.:)
Yeni baskılarından ama olsun, zaten eski baskılarını ilerde eline vermeye kıyamazdım yırtar falan diye:)

Eskileri daha bir güzel ama olsun, bizden doğacak nesil bunlarla idare edecek..

14 Ocak 2012 Cumartesi

Selma ve Gölgesi - Peyami Safa

Peyami safa kitaplarını yıllar önce babamın tavsiyesiyle okumuş bitirmiştim, Server Bedi adıyla yazdığı kitapları görüp satmış olmama rağmen bu kitabını daha önce görmemiştim Alkım yayınları basana dek..

Ve bir gün dükkanda Mehmet Güreli ile sohbet ederken Peyami Safa'nın bir romanını filme uyarlıyorum dedi, daha sonra oyuncuları ile dükkanımda kahveler içildi vs..
Ve bende olan merak iki katına çıktı.
Ve ben kitabı okumaya karar verdim, polisiye roman diye geçtiği için pek sıcak bakmıyordum açıkçası..
Polisiye denmesinin sebebi ardı ardına olan intiharların aydınlatılması ama bir dedektiflik falan yok ortada ayrıca muhteşem bir edebi bir dille okuyorsunuz kitabı...
160 sayfalık roman bir çırpıda okunu veriyor.
Şuh bir kadın olan Selma'nın hikayesini okuyorsunuz romanda. Ve diğer karakterlerin kendi içlerinde yaşadıkları çelişkiler..
Çokta bir şey söylemek istemiyorum aslında..
Okuyun,izleyin,önünüze gelene okutun..
Kitabı okuyun,daha sonra Mehmet Güreli'nin Gölge filmini seyredin..
Bol kitaplı günler size..

 Arka Kapak:

Büyük bir yazarın yazdığı bir polisiye roman kadar haz veren bir kitap bulmak okuyucu için pek kolay değildir. İnsanların her zaman merakını ve ilgisini çeken ´öldürme´ eyleminin kanlı geçitlerinde dolaşır, olayların akışıyla heyecanlanır, planların şeytaniliğiyle ürperirken, usta bir kalemin anlatımından da bir katilin gölgelerle dolu iç dünyasına sızarsınız.

Hareket, hem katille kurbanları arasında hem de katilin kendi ruhunda birbirlerini izleyerek sürer.

Peyami Safa´nın ´Server Bedi´ takma adıyla yazdığı bu kitapta üstelik bizim edebiyatımız hatta belki de dünya edebiyatı için bir ilk vardır bu kitapta. Kitabın sırrı da bu ´ilk´te gizlidir.

Cinayet mi intihar mı olduğu anlaşılmayan peşpeşe ölümler ve bunları anlatan insan       duygularına hakim, parlak üsluplu değerli bir yazar.

İyi bir okuyucu için zevk ve ürperti dolu bir ziyafet bu.

Tadını çıkarmaya bakın. 

Bebek Anı Defteri

Bebek anı defterimiz Ayşen teyzesi'nin bize hediyesi..
Kendisine birde burdan teşekkür ediyoruz.
Süslemeleri kendisine ait,bizde ilk sayfayı kendisine ayırdık:)
Nerden alındığına dair bilgi yok maalesef:)
Ama ilerde bebeye güzel bi hatıra olacağı kesin..
Tekrar tekrar teşekkür ederiz canım arkadaşım.

13 Ocak 2012 Cuma

Sen Dünyaya Gelmeden - Margaret Mazzantini

Bu kitab için aylarca kitapçılara gidip gidip baktım,35 lira vermeye kıyamıyordum,her seferinde başka kitap alıp çıkıyordum.
Sonra bir gün pasajda, bir kitapçının önünden geçerken gördüm bunu ve ikinci el olması sebebi ile daha uygunabulur bulmaz satın aldım ve sonra ne oldu ertesi gün babam kitabı buldu..Ben satın almışken hem de neyse ki onun da sahibi vardı,Ayşen arkadaşımda onu benden satın alan kişi oldu.

Gelelim kitaba zaten öyle bir kapak tasarımı var ki al beni diye bağırıyor resmen..

Kitabın konusu ise; aşk ve savaş, şiddet ve aile sırları üzerine etkileyici bir roman,annelikten mahrum kalmış bir kadınla,vicdanının sesinden kaçamayan bir adamın hikayesi..

Mazzantinin kelimeleriyle tanışmadıysanız bir an önce tanışın,
sıkıcı gibi gelse de o kelimelerin içinde boğulup gidiyorsunuz.

Şimdi Sakın Kımıldama adlı ilk kitabının bana gelmesini bekliyorum..


Bol kitaplı günler

12 Ocak 2012 Perşembe

Oyuncak TIRTIL :)

Dün akşam artık son iki ayağı kalan tırtılı bitirip yerine koydum.
Ben elimden geldiğince, anne kontrolünde örgü örmeyi seviyorum,
anneden gelen bir meziyet diyelim biz buna:))
Ve şimdi de içimdeki zat-ı muhtereme doğduğunda oynasın diye
oyuncak örüyorum,bu tırtıl acemiliğimin bir ürünü olsa da ben çok sevdim.
Bir arkadaşımın sitesinde görmüştüm modeli aynı güzellikte olmasa da bizim ki
de fena sayılmaz:)
İnsanın kendi çocuğuna eliyle bir şeyler yapması çok zevkli..
Çalışmalarım devam edecek bekleme de kalın.
Öperinz
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         

10 Ocak 2012 Salı

Anı dediğin şey kolayca çöpe atılabilecek bir şey midir?

Bugün sabah aldığımız kitaplar arasından bir defter çıktı,1945 yılına ait
nasıl tarih kokuyor,nasıl anı kokuyor...

1945 yılında yazılan anılar, hikayeler ve şiirleri mevcut her kimse bu kişi...( isim yok)

Ve ben düşünüyorum da yıllar sonra bizim çocuklarımız yada torunlarımız bize ait kitapları, fotoğrafları, anı defterlerini böyle kolayca elden çıkartabilecekler mi?


Defterde anılarını el yazısıyla, şiirlerini ve hikayelerini muntazam bir düz yazıyla yazmış kişi..1945 ocakta başlamıs,en son kasım ayına ait tarih atılmıs sonra hep şiirleri mevcut..

Bir insan kendi kanından birinin en önemli hatırasını neden satar, neden elinde tutmak istemez? ben o kadar
irkildim ve duygulandım ki kelimelerle ifade edemiyorum durumumu..

Bu harika anı defterini sizlerle de paylaşmak istedim, bir kaç fotoğraf eşliğinde..

defterin içinden fransa da çekilmiş resimler çıktı ama ben yazar kişiye ait olduğunu sanmıyorum...