Timur Alp Büyüyor:))

Timur Alp Ağkuş

26 Şubat 2011 Cumartesi

Düşüş

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Nahid Sırrı Örik’in “Sultan Hamid Düşerken” adlı romanından Kemal Bekir’in yazdığı, Engin Gürmen’in yönettiği Düşüş adlı oyunu dün akşam sadabad sahnesinde seyrettik.

Düşüş, ülkemiz tarihinde önemli bir sürece damgasını vuran İttihat ve Terakki’nin, 1908 yılından sonra yaşama ve yönetime egemen oluşunun sonuçlarını anlatırken, insanın toplumsal değişimler karşısındaki duruşunu eleştirel bir gözle, çok yönlü biçimde ele alıyor. Oyunda, İstanbul halkı huzursuzdur. Padişah II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimi sürerken, İttihat-Terakki Partisi’nin iktidarda olmasa da halkın üzerindeki etkinliği artmaktadır. Nitekim padişahın aldığı tedbirler bir işe yaramaz ve İttihat-Terakki Partisi II. Meşrutiyet’i ilan ettirir. II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte, saray ve yeni yönetim yanlıları arasında çatışmalar başlar.
Eğer tarih merakınız varsa Abdülhamit döneminden bir kesit anlatan, bir kadının ülkeyi nasıl yönetebileceğini anlatan ilginç bir oyun izleyeceksiniz.Ben fazla tarih merakı olan biri değilim eşim istedi diye gitmiştik ama pişman çıkmadık.

17 Şubat 2011 Perşembe

Velev ki ciddiyim / Gülse Birsel

Dün aksam üzeri internetimde oluşan sorun yüzünden elimin altındayken kısa kısaymıs deyip başladığım ve aksamına eve götürüp okudugum ve biraz önce biten süper komik ve tespitlerle dolu bir ktiap.
ben daha önce hiç gülse birsel okumadım ama gerek gag gerek avrupa yakası bayılarak izlediğim tv programları idi.
ama meger kitapalrını da okurken sesli kahkalar attırabılıyormus..ben beğendim ama diğer kitaplarını okumam için gene böyle bir sıkılma anımı beklemem gerekebilir..


Yeryüzü belki geleceğe dair en umutsuz dönemini yaşıyor. Bu ülkedeki, bu gezegendeki insanlar arıza vermeye başladı! Birilerinin kurguladığı berbat bir senaryonun içinde saf saf oynayan aktörler olduğumuzu keşfediyoruz yavaş yavaş. Ve öfkeliyiz. Keyifler kaçık, tepeler atık! Uçlarımız sivrildi, birbirimize batıyoruz. Hepimiz, ne demekse, öteki tarafa, gıcığız! Ve en mülayim olanımız bile bizleri bu hale getirenleri bir eline geçirse, son yılların en popüler protesto gösterisindeki gibi, ayağından pabucunu çıkarıp kafalarına atıverecek! De, edebinden yapmıyor! Hala inanıyorum ki son gülen ve de en gevrek gülen, bu silahsız, işinde gücünde, sakin, ahlaklı, kibar, sessiz çoğunluklar olacak. Dolayısıyle bu kitabın kapağı aracılığıyla, kitabı alanlar adına, yani vekaleten, hali pür melalimize katkısı olan bütün kifayetsiz muhterislerin alnının ortasına, ayakkabımı çtooong diye fırlatıyorum! Mizah en iyi silah, en iyi ilaç... Son yılların popüler deyişiyle Velev ki ciddiyim, Velev ki ıskalamadım ve pabuç tam yerine ulaştı! Heheheheheh! Siz var ya siz! Düşüncesi bile içinizin yağlarını eritti değil mi?! O zaman artık biraz gevşeyip gülebiliriz. İyi okumalar!( arka kapak)

14 Şubat 2011 Pazartesi

Gizli Ajans Alper Canıgüz

Dünyanın, şahsına karşı kurulmuş bir komplo olduğuna inanan, genç ve avare metin yazarı Musa… Onun, hayatın her alanına derin ve samimi bir merakla yaklaşan,temiz kalpli ev arkadaşı Şaban… Diğer tarafta, gaddar bir kedi tarafından yönetilen, birbirinden tuhaf çalışanlarıyla bir reklam ajansı: Menekşe gözlü sanat yönetmeni Sanem, esmer ve seksi sekreterler Mehtap ile Sevilay, durmaksızın ağlayan yaratıcı yönetmen Çeşme ve dahası..
Birkaç saatte bitirdiğim alper canıgüz romanı.
o kadar akıcı, o kadar heyecanlı, o kadar komik ve o kadar eğlenceli ki, bittiğinde insan boşluğa düşüyor.
Evet sonu bir bayan olarak "hmmmsss" hissi vererek bırakıyor insanı ama erkekler nelere kadir görüyor insan!

13 Şubat 2011 Pazar

Acıbadem aromalı çikolatalı muffin














malzemeler:
3 adet yumurta
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
3 damla acıbadem aroması
2,5 – 3 su bardağı un
1 su bardağı damla çikolata.
yapılışı:
yumurtaları ve şekeri çırpın.
sıvıyağ ve vanilini ekleyin.
kabartma tozu ve sıvıyağı da ekleyip iyice karıştırın.
akışkan bir hamur elde edince aroma ve damla cikolatayı ekleyin.
muffin kağıtlarına paylaştırın.
180 derece fırında 30 dakıka pişirin.


muffinleri arkadaslarımın ziyareti için yapmıştım.fotoğraf aysun arkadasıma ait:)

4 Şubat 2011 Cuma

ÖLüleri Gömün / Irwın Shaw


Devlet tiyatroları cevahir sahnesinde dün akşam izlendi.
konu itibariyle Savaş da ölen askerlerin gömülmek istememesi ile ilgiliydi.
Hem konu, hem de kadroda Musa Uzunlar ve Civan Canova'nın yer alması beklentilerimi çok yükseltmişti. Beğenmedim demek haksızlık olur ama çok beğendiğimi de söyleyemem.
Savaşa ve insan haklarına dair söyleyecekleri olan ve bunları vurucu bir şekilde söyleyip vermek istediği mesajı da sertçe veren ancak ortalara kadar didaktik ve sıkıcı bir üslupla ilerleyen oyun, sonlara doğru hareketlendi ve gerçekten müthiş bir finalle sona erdi. Açıkçası böyle bir final olmasa salondan hayal kırıklığıyla ayrılacaktım...

Bir de o kadar yüksek ses müzik ve silah patlama sesleri vardı ki bir süre sonra baş ağrısına sebep vermiştir emininm.Salona girer girmez sizi bir sis bulutu karşılıyor astım hastası olan birinin orda cok fazla kalabılecegını sanmıyorum bence önceden belirtilmeli..