"İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezartaşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor..."
2002'de yayımladığımız ilk romanı Tol, Bir İntikam Romanı'nın ardından, 2006'da Har, Bir Kıyamet Romanı gelmişti. Murat Uyurkulak bu kez hikâyeleri ile okur karşısına çıkıyor: Tutkular Kitaplığı; Kurtuluş On İki; Kuş Yuvası; Pembe; Aşk, Yalnızlık ve Bazuka; Şarap; Derviş; Kırmızı ve Gülsüm.
Murat uyurkulak'ın çeşitli yerlerde yayınladığı hikayelerin toplamı bir kitap.O kadar güzel ki bir günde bitiyor ki ben tatilde okudum.Şimdi bir kez daha okusam da tazelesem cümlelerimi diyorum.içindeki beni bitiren bazı cümleler şöle ;
Aşk değil midir nihai ismimizi koyup bizi kendimize hamile bırakan, kendi kendimizi doğurmamızı sağlayan ve ortaya çıkan bebeği önce mucize sonra hilkat garibi, veya tam tersi kılan?
iki ekmek dedi funda, iki ne güzel bir sayıydı. bir lira dedi tahir, bir ne güzel sayıydı. beş lira uzattı funda, lira ne güzel bir paraydı. kasadaki hazneleri karıştıra karıştıra dört lira bulup uzattı tahir, kasa ne güzel bir aygıttı. teşekkür ederim dedi funda, teşekkür ne güzel bir kelimeydi. rica ederim dedi tahir, etmek ne güzel bir fiildi...
"İnsan çocukken büyük bir saadet ülkesinde yaşıyor. Sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. (...) Yetişkinler zombilere benziyor."
"Yaşlıların yetişkinliğin arafını unutmasına bunaklık diyorlar, çok yanlış, onlar unuttukça hatırlıyor."
Bu liste epey uzuyor siz okuyun bakalım siz hangilerinin altını çizeceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder