Timur Alp Büyüyor:))

Timur Alp Ağkuş

21 Aralık 2010 Salı

Satranç / Stefan Zweig

Cezaevinde tesadüf eseri satranç kitabıyla buluşan mahkum, bütün cezaevi günlerinde albümde buluna yüz elli ustanın oyununu satranç tahtası ve taşları olmadan beyninde oynar.
Cezaevinden çıktıktan sonra da yirmi beş yıl gerçek anlamda hiç kimseyle satranç oynamaz. Ta ki, gemide dünya satranç şampiyonuyla karşılaşıncaya kadar.
Final gemide geçer, soluklar tutulmuştur; dünya şampiyonu, hayatında ilk kez satranç oynayan eski bir mahkum karşısındadır…

Bu kitabı okuyup da satranca karşı duyarsız kalınmaz…


New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücreti karşılığında, bir parti satranç oynamayı teklif eder. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı bir göçmen, Dr. B., oyun sırasında kendini tutamayıp onlara karışınca şampiyonla karşılaşması önerilir kendisine. Gestapo tarafından bir otel odasına kapatılan ve uzunca bir süreyi bu odada, tek başına ve oyalanarak hiçbir şeyi olmadan geçiren, yalnızca sorgulama için odadan çıkarılan Dr. B., bir gün rastlantıyla eline geçirdiği bir satranç kitabı sayesinde bu oyunun inceliklerini öğrenmiştir. Satranç tahtası ve taşları olmamasına rağmen, önce ekmekten yaptığı satranç taşlarıyla sonra da tümüyle zihninden oynayarak kuramsal bir satranç ustası olup çıkar. Ancak bu tutkusu yüzünden sinir krizine, beyin ateşine yakalanır. Tedavi olur, arkasından da serbest bırakılır. Yirmi yıldır eline satranç taşı almamış olsa da, Dr. B., gemide satranç şampiyonuyla oynadığı oyunu inanılmaz bir biçimde kazanır. Kendini olayın heyecanına kaptırarak maçın rövanşını oynamayı isteyince şaşırtıcı bir son bekler onu. Stefan Zweig'ın büyük bir ustalıkla kaleme aldığı kısa, ama yoğun romanı, "Satranç", gerilimli kurgusu, kahramanının ruhsal gelgitlerinin incelikle işlendiği dokusuyla bir solukta okunuyor. (arka kapaktan)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder